12 ARALIK, PERŞEMBE, 2024

Krank Art Gallery’de Yeni Sergi: “Space Between Us”

title_image

Murat Germen, Damla Yalçın, Özge Enginöz ve Gökçen Ataman Tanyer’in eserlerinden oluşan “Space Between Us” başlıklı sergi 2 Haziran’a kadar Krank Art Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.

Nesnelerin ve mekânların temsili, kültürel tezahürleri ve günlük yaşam üzerindeki etkilerine odaklanan “Space Between Us”, sanatçıların farklı teknikteki eserleriyle mekânın hafıza ile aktüelliği, gerçeklik ile hayal gücünü, geçmiş ile bugünü bir araya getirişini izleyiciye sunuyor. Sergi, insanın dünyayla, mekânla olan ilişkisini ve bağını yansıtarak paylaşıyor.

Kimlik ve aidiyet, dünyayı nasıl gördüğümüzün merkezinde yer alır. Dünyayla olan ilişkimizi mekânsal metaforla anlama eğilimindeyiz; “dünyadaki yerimiz nedir”?

Fenomenolojik açından mekân, insan eylem ve etkinlikleri için gerekli bir donatım, bir hammaddedir ve her varlık, zaten var olarak bir mekânı işgal etmekte ve tüketmektedir. Bu yüzden de mekân varoluşun ve eylemin hammaddesi olarak kabul edilmektedir. Bir yer hem fiziksel olarak hem de yorumlanarak, hissedilerek, algılanarak, hikâyelendirilerek kısaca yaşanarak inşa edilir.

İnsan, kişisel mekânını ‘aidiyet’ gereksinimi doğrultusunda düzenler. İçinde yaşadığı mekân ile tıpkı diğer nesnelerle kurduğu biçimde bir ilişki kurar, benimsediği oranda bağlanır ve hatta kimliğini onda oluşturur. Aslında var olma deneyimimizin bir parçası olarak biz yeri tamamen içselleştirirken, yer bizi kabul eder. Doğal veya fiziksel mekânın algısal, zihinsel ve kültürel yapılanmasına ve ifade edilmesine yönelik zihinsel ihtiyaçla kişiselleştirdiğimiz mekânlar, dünyadaki varlığımızı belirli şekillerde yapılandırır, ifade eder ve varoluş algımıza farklı anlamlar yansıtır.

Kişiselleştirme olgusu bireyin farkında olarak veya olmayarak gerçekleştirdiği bir eylemdir. Bu şekilde, bireyin kendini mekâna yansıtması, kendisini mekânda görmesi ve oradan beslenmesi, aynı zamanda bireyin mekânla birlikte ölümsüz olma arzusunun bir sonucu olarak da ortaya çıkar. Bu bağlamda kendilemenin benlik ve kimliğin oluşumu ve gelişimi ile ilgili bir süreç olduğu da görülmektedir. Çünkü bu süreç sayesinde birey, tarihsel olarak biçimlendirilmiş olan insani işlevlerini ve yeteneklerini yeniden üretirken aynı zamanda da kendini üretir ve yaratır.

‘Mekân ve aidiyet’ ya da ‘mekâna duyulan aidiyet’ üzerine yapılan açıklamalarda birçok farklı ifade olsa da ortak anlam mekânlar ile insanlar arasında duygusal bir bağın bulunduğudur. Mekânın içerdiği ya da ona atfedilen duygusal içerik insanla bir bağ oluştururken; bu bağ insanın mekâna aidiyetini belirler Mekâna bağlılık kavramını şekillendiren bir diğer olgu kültürdür. Kültür, toplum ve mekân birbiriyle bağlantılıdır.

Kültürler hafıza ve politika alanları üretir. Anlam sahibi olmak için, bu alanların anlatılara, etraflarında üretilen hikâyelere ihtiyacı var. Sanat, anlatıların oluşumunu ve yerler ile mekânların etrafındaki tartışmaları üretirken tutarlılık, ilişki ve anlamlılık duygusunu da destekler. Sanat aidiyet hissi yaratırken, mekânları dönüştürme gücüne sahip olandır.

;
0
0
0
Yazar:
Tag: Space Between Us,Krank Art Gallery
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage