Ülkesi Alacakaranlık Olan Şair
Bazı şairlerin iyi kaderi, başkalarından daha önce birilerinin “sıkı” şairi olmaktır. Türkiye yine/yeni bir dertli 10 yıla daha girdiğinde, ilk parlayan, gencecik yaşında efsaneye dönüşen şairlerin başında gelmiştir Ahmet Erhan.
Bizler, 80 Kuşağı şairleri olarak, kendilerinden yarım kuşak önce gelen bir Ankara şairini (Mersin/Adana üzerinden) bağrımıza kayıtsız şartsız basmıştık. 12 Eylül’ü hâlâ sindiremediğimiz lise ile üniversite arasında mola verdiğimiz dersane ve hemen ardından gelen “Akademi” günlerinde Ahmet Erhan’ın şiirlerini dipten yüzeye çıkarken vurgun yememek için kullanıyorduk.
Yazdığı kitapların sihriyle açılan kapıdan Behçet Necatigil, Yunus Nadi, Cemal Süreya, Halil Kocagöz, Behçet Aysan, Melih Cevdet Anday’ı saygıyla selamlayan şairimiz; bu dünyada çilesini doldurmuş, ve yaşamının bedelini son kuruşuna kadar ödemiş, “şair” bir şairdir.
“Annesi! O gün de ölmemiştir Ahmet Erhan”
Ve dizeleriyle hep var olacaktır.
Merih Akoğul
“Çiçekçi bana bir gül ver/Sevgilime değil, bir ölü için /Çiçekçi bana bir gül ver/İçine gözyaşlarımı sığdırabileyim.” diyordu “Ağıt” şiirinde Ahmet Erhan.
Şair Ahmet Erhan'ı da yitirdik. Kardeşimiz, arkadaşımız, insanımız ve iyi şairimizdi..
Bu dünyaya sığmayan, sığamayan derin şairler; kendilerini şiirle ve şiirin yolculuğunda, heder etmenin kıymetli yolunu bulurlar. Bilinçli bir yalnızlığın tuhaflığı ve biraz da rüzgara karşı kılıç çekebilmektir, bu aynı zamanda.
Dayatılan tüm mutluluk oyunlarına ve keyif alma avuntularına karşı, sözcüklerin ve kavramların hüzünlü itirazına yaslandı Ahmet Erhan. Bazı şairlerin bıraktığı hayatları da, sonrası için şiirdir kiminde. Ömür denilen sefil zamana karşı, hayatı bir başka biçimde anlamlandırarak; gümüşten bir mızrak gibi çekip gitmek de şiirdir biraz...
Yazdığı kıymetli şiirleri ve yakasında taşıdığı çocuk hınzırlığıyla, kendinden önce aramızdan çekilen şair arkadaşlarının yanına gidiyor. Kaçımızdan selam ve sevgi taşıyacaktır dersiniz?Kaçımız, gönül rahatlığıyla "hoşça kal kardeşim" diyebileceğiz?
Bu ağrılı gidişler; başta kendilerine tehlike ve çukur olan kimi şairlerin; ötekileştirici, kinci ve kirli kurgularıyla, umarım insanca ve hesapsız yüzleşmelerini sağlar.
Üzgünüm. Şiir derin bir yarayla, daha da deli çoğalacak. Gözyaşlarını
bir güle sığdırmak; zor, çok zordur Sevgili Ahmet Erhan! Toprak utanır mı dersin? Rüzgarın ve yağmurun bol olsun! Mutluluktan hep alacaklı şair kardeşim...
Namık Kuyumcu
Ahmet Erhan şiirimizin 'kara'sıdır. Yazdığı ilk kitapla, Alacakaranlıkta Ülke ile, Türkiye'nin yaklaşan 'kara'nlığını haber vermiş adamdır.Ece Ayhan'ın dediğine en uygun adamların başında gelir:'Şiirimiz karadır abiler'. Ben onu biraz ait olduğu yerde de rahatsız, hiçbir yeri, düşünceyi mülk edinmemiş bir insan olarak da tanıdım. 70 Kuşağı şairlerinden biri olarak anılır ama, bana kalırsa 80 Kuşağının kaynağı da olmuş büyük bir şairdir. Osip Mandelstam, Anna Ahmatova, Boris Pasternak gibi, yakın olduğu dünyalara da 'muhalif' bir şair oldu hep. Şiirinde bir 'ironi'den söz etmek mümkünse, bunun karşılığı poetik değil, ontolojik olabilirdi ancak ve 'ölümle karşılanmalı bazı sorular'ın tek ve kesin yanıtı onun hem yaşamı hem de şiiriydi. Şiirleri ve kitapları üzerine çok yazı yayımlandı. Bence yayınevi bunlardan bir Ahmet Erhan kitabı hazırlamalıdır.
Yakın arkadaşımdı, gençliğimdi, yoldaşımdı, kardeşimdi. Bir dönemin Ankara'sında, Büyük Express Kuşağı da denilen bir şairler grubu içinde, biralarımızı içerken, şiirden, siyasetten, aşktan ve en çok da arkadaşlıktan bir anı gibi konuşurduk, 35 yılı geçmiştir. Vefa Kuşağı da derdik bizim şar kuşağına. Ama galiba o vefa daha çok Ankara'ya özgüymüş, Ankara'da kaldı. İstanbul'da son yıllarında çok az görebildim onu. Ankara'nın eski gençlerinden Azer Yaran ile Behçet Aysan'ın yanına uğurluyoruz onu da.
Haydar Ergülen
Kiminle, nasıl tanıştım?
Ahmet Erhan: İyi şairdir Ahmet Erhan. Hayır, çok iyi şairdir. Sonraki yazdıklarına haksızlık etme pahasına söyleme gereği duyuyorum: Alacakaranlıktaki Ülke tek başına bir anıttır! Her şair gibi o da zaman zaman önceki yazdıklarını aşamayan yeni şeyler yazmıştır. Şairliğin doğasında olan bir durumdur bu. Yeni baskısı bugünlerde YKY’den çıkan Türk Şiirinde 1980 Kuşağı kitabımda Ahmet Erhan’a ait olan bölümü bir hayli genişlettim. Ankara’dan İstanbul’a yerleşmek üzere geldiği ilk günlerde karşılaşmıştık Ahmet Erhan'la. Bana söylediği ilk sözü hiç unutmuyorum: “Nerelerdesin sen kardeşim, ben yıllardır seni arıyorum...” Doğrusu, yazdıklarımı bu kadar yakından takip ettiğini bilmiyordum. Gurur duymuştum... Öyle tanışmıştık. Sonrasında pek görüşemedik ama şiirlerini, söyleşilerini, hakkında yazılanları ilgiyle okudum hep. Bunlar arasında Ali Özgür Özkarcı’nın Varlık’ta çıkan makalesi iyi makaleler arasında yerini aldı. Umarım zaman içinde daha sık görüşebiliriz. İncelikli adamdır Ahmet Erhan...
Baki Ayhan T. (Bu görüş Ahmet Erhan'ın hayata gözlerini kapamasından kısa bir süre önce Mühür dergisi için belirtilmiştir.)