12 ARALIK, PERŞEMBE, 2024

Dergicilikte Yeni Bir Hikâye: Karakarga

 Nisan ayında yayın hayatına katılan, çizgi kültürü ile kültür-sanat ve edebiyat sayfalarına renk katan; siyasi gündemin yoğunluğuna karşı okuru güldürmeye çalışan Karakarga Dergi ekibi ile derginin çıkış serüveni ve dergiciliğe dair konuştuk.

title_image

Karakarga mizah/çizgi ağırlıklı bir yayıncıyken kültür, edebiyat, mizah dergisi çıkarma fikrini ortaya kim attı. Çalışmalar ne kadar sürdü?

Mesud Ata: Kutlukhan Perker ile birlikte bir çizgi-roman kültürü dergisi düşünmüştük başlangıçta. Ancak yolda bambaşka bir dergiye evrildi. Ekip olarak daha evvel farklı dergilerde birlikte çalışmıştık. Bu dergilerdeki maceralarımızı sonlandırıp birkaç aylık hazırlığın ardından yeni bir dergiyle okurun karşısına çıktık.

Dergi için yola çıkarken dergicilikte gördüğünüz eksiklikler nelerdi? Neleri göz önüne alarak başladınız çalışmalara?

Güven Bilge: Son üç, dört senede diğer edebiyat dergilerinin hepsi kendi türünü oluşturdu. Ancak diğer dergilerde hüzün ve kaybeden edebiyatı görüyorduk. O yüzden biz kendi dergimizde çizgiyi edebiyata adapte ettik. Mesela diğer dergilerde acı ve hüzün varken, biz insanı kötü hissettirecek hiçbir şeyi koymamaya dikkat ediyoruz.

Mesud Ata: Acıyı sevmek ve acıdan beslenmek, bu kadim Ortadoğu’nun çocuklarının belki de acı bağımlılığı ama aslında coğrafyada farklı hikâyeler de yazılmak isteniyor. Örneğin Gezi kuşağı artık farklı bir hikâye yazmak istiyor. Hem politik olarak, hem yaşam biçimi olarak... Melankoli ve hüznü de saklı tutarak, mutlu olmaktan korkmadan ve utanmadan yeni bir hikâye yazılabileceğine inanıyoruz. Acıyla beraber tuhaf bir çay edebiyatı filan var dergilerde… Çay seviyoruz ama bu bitmeyen tuhaf çay edebiyatı nedir be kardeşim? (Gülüşmeler) İnanılmadan yapılmış sahici olmayan abukluklar... Dergide yapmak istediğimiz şeyi yapmaya gayret ediyoruz. Bu tip klişeler mizahçıların doğrudan hedefinde olan şeyler. Biz de zaman zaman klişeye düşüyor muyuz? Eyvallah, düşüyoruz ama olabildiğince bu hikâyeyi bozmak istiyoruz. İşin kolaycılığına kaçarak yapılmış kapaklar bizi rahatsız ediyor. Kemal Sunal, Müzeyyen Senar, Can Yücel, Müslüm Gürses, Hababam Sınıfı, Muhammed Ali… Ölüm yıldönümlerinde açıyorsun takvimi üst üste kapaklarda bu isimler. Biz de bu isimleri seviyoruz ama bu yapılanlar kolaycılıktan, insanların aklını ve kalbini küçümsemekten başka bir şey değil. Biz zor bir şeyi yapmaya çalışıyoruz hakikaten. Karakarga’ya bakıldığında çok büyük bir emek, çok büyük bir çalışma olduğu açık bir şekilde belli oluyor. Herkes bunun farkında. Şimdilik hikâye böyle sürüyor ama biz bu düzeni bozarız. Bozduk bile.

Güven Bilge: Biz de Zeki Müren koyduk kapağa ama Zeki Müren’i kapağa taşırken onu bir espri içerisinde veriyoruz.

Bu hikâye oluşturma çabasında ilk sayınız oldukça iddialı başladı. Elli bin baskı yaptığı yer alıyordu birçok haber kaynağında. Sizce de yüksek bir hedef değil miydi?

Mesud Ata: Evet, yüksek bir hedef.

Yani birçok popüler derginin tirajı kırk binlerdeyken sizin elli bin baskı ile girmeniz yüksekti. 

Mesud Ata: Bu kulvardaki dergilerin kırk bin tiraj aldığı yalan. Çok açık ve net bir şekilde söylüyorum, kırk bin diye bir tiraj yok hala. Bunlar şişirilmiş rakamlar! Ama keşke dergiler bu kadar satsa, hakikaten istiyorum. Herkes güzel dergi okusun, okur da mutlu olsun, abuk subuk gazetelere mahkûm olmasın. Ancak bu kulvardaki hiçbir derginin tirajı kırk bin değil, üzülerek söylüyorum. Ama hedefimiz adım adım bu oranları yakalamak ve aşmak.

Oldukça ilginç bir video çalışması ile duyurmuştunuz derginin çıkacağını. Gelen tepkiler nasıldı?

;
0
9
0
Tag: Karakarga Dergi,Osman Palabıyık
800 Karakter ile sınırlıdır.
Yorum Ekle
Geldanlage