Geride bıraktığımız yılın bir raporunu çıkarttığımız yıl sonu yayıncılık soruşturmamızı bu yıl dördüncü kez okurlarımızla buluşturuyoruz. Oldukça zorlu geçen 2020’nin yayıncılar açısından nasıl geçtiğini, okurların tercihlerini ve gelecek yılın yayın programlarını yayıncılarımıza sorduk. 35 yayıncı ile tamamladığımız bu yılki dosyamızın ilk bölümünde Alakarga Yayınları, April Yayıncılık, Aras Yayıncılık, Beyaz Baykuş Yayınları, Can Yayınları, Çınar Yayınları, Delidolu Yayınları, Desen Yayınları, Destek Yayınları, Doğan Kitap ve Doğan Egmont yer alıyor.
Bu yıl yayıncılarımıza sunduğumuz sorularımıza ve gelen cevaplara koronavirüsün etkisi kaçınılmaz bir şekilde bulaştı. Bu yılki soruşturmamızın çatısını şu sorular oluşturdu:
1) Koronavirüs salgınıyla geçen 2020 yılı yayıncılık dünyasını nasıl etkiledi? Bu süreçte yayınevi olarak neler deneyimlediniz?
2) Bu yıl okur en çok hangi kitaplarınızı tercih etti? Bu yılın özel şartlarını göz önünde bulundurduğunuzda daha çok hangi türe eğilim gösterildi?
3) Gelecek yayın döneminde salgının etkilerini görecek miyiz? 2021'de okurlarınızla hangi kitapları ve yazarları tanıştırmayı planlıyorsunuz?
Alakarga Yayınları – Editör Damla Yazıcı
1- Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ve karantina şartları yayıncılığa dair bildiğimiz birçok ezberi bozdu. Birçok mesleğe oranla kısmen evden çalışma olgusu editöryal işler için elverişli bir ortam yaratsa da satış alanında meşakkatli bir süreçle karşılaştık. Fiziki olarak kitap evlerinin kapanması, evlerden çıkılamaması gibi durumlar okurun e-satış kanallarına yönelmesine sebep oldu. Biz de okurlarımızın kitaplarımıza ulaşması için farklı kanallar araştırmaya ve yaratmaya çalıştık. Yakın zamanda kendi e-dükkanımızı açtık. Tabii ki yayın programımız ufak da olsa sekteye uğradı fakat biz bu süreçte üretmekten elimizi hiç çekmedik. Karantina sürecinde insanların en yakın dostlarından birinin kitap olduğunu daha çok anladık.
2- Yazar Suat Duman’ın tarihi polisiye serisi 1918’in ilk iki kitabı Kalbim, Kimsesiz Yurdum ve Ah Dehşet, Dehşet Dehşet! en ilgi gören iki kitabımız oldu. Onunla birlikte Amerikan edebiyatının güçlü kalemlerinden Barry Hannah’ın Yalnızlık Makamı’nı Türkçede ilk kez yayımlamıştık ve okurların ilgisine nail oldu. 2020’de Ars Longa adında kısa metinlerden oluşan kitapların yer aldığı yeni bir diziye başladık ve dizi okurlar tarafından çok beğenildi. Öykü türünün yayınevimiz açısından özel bir yeri var. Çağdaş edebiyatın yerli ve yabancı isimlerinin öykülerini okurla buluşturma çabası içindeyiz ve okurların öyküye olan ilgisinin her geçen gün belirgin bir biçimde arttığını söyleyebiliriz.
3- Kuşkusuz pandemi hayatımızdan bir günde çekip gitmeyecek ve gittiğinde de izleri kolay kolay silinmeyecek. Yeni bir yaşam ve çalışma formu bırakacak bize. Yayıncılık sektörünün de uyum sağlama kapasitesinin yüksek olduğunu biliyoruz, bu yeni forma göre yaratıcı adımlar atılacaktır. 2021’e umutla bakıyor ve tarihten, edebiyattan, felsefeden güç alıyoruz. Yeni yılda 20. yüzyıl Latin Amerika edebiyatının önde gelen yazarlarından Alejo Carpentier’in Aydınlanma Çağı adlı kitabını, yine önemli Fransız düşünür René Girard’ın Clausewitz’i Tamamlamak adlı tarihi incelemesini ve Gérard de Nerval’in Pandora’sını okurla buluşturacağız.
April Yayıncılık – Editör Nazlı Berivan Ak
1- Kasım ayında gerçekleşen, konuşmacıları arasında olmaktan gururlandığım yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nde, oturumumuzu şu sözlerle açmıştım: “Pandemi hayatımızda, yayıncılık ajandamızda çok şeyi değiştirip dönüştürdü. Eskinin alışkanlıklarıyla bugünü anlamanın, yayın faaliyetini devam ettirmenin, başarı kazanmanın mümkün olmadığını her gün yeniden tecrübe ediyoruz. Dayanışmanın, tasarrufun ve yaratıcılığın, yeni yollar ve yöntemler bulmanın zamanındayız. Yeni hayat ajandamızda paydaşlarla, okurlarla yeni iletişim biçimleri geliştirmek durumundayız. Bugün bağımsız ve yaklaşımıyla yeniyi arayanlar için alınacak çok not, denenecek çok ilk, yakalanabilecek çok fırsat var. Yeni dönem, yeni yaklaşımları cesaretlendiriyor, daha önce denenmemişi denemenin yollarını açıyor.” 2020 böyle bir yıldı. Denenmemişi deneyip odağa tasarruf, dayanışma ve yaratıcılığı aldığımız tuhaf bir sene. Çok çalıştığımız bir sene. İyi kitaplar bulduğumuz, iyi kitaplar yayınlandığımız bir sene.
Yılın ilk yayıncılık buluşmasıydı, İstanbul Fellowship Programı’ndaydık. Henüz mart ayının başıydı, planımız profesyonel fuarı bitirip Londra Kitap Fuarı’na geçmekken yılın tek fiziki yayıncılık buluşmasında olduğumuzu bilmiyorduk elbette. Türkçe metinleri dünyaya anlattık, dünyanın edebiyatını dinledik, değerlendirdik, listelerimize aldık. Devamında fuarlar yerini çevrim içi görüşmelere, Zoom buluşmalarına, Skype bağlantılarına bıraktı. Bu sene Frankfurt Kitap Fuarı çevrim içiydi.
Zorluklara inat yeni dergiler, gazeteler girdi hayatımıza. Kısa ömürlü olsa da Haftalıkilk aklıma gelen. Kitap Eki dergisi de matbu olarak okurlarıyla buluşmaya başladı bu yıl, edebiyatı odağına alan yazılı mecralarda kuraklaşma yaşarken, yeni dergi hepimize, bağımsız yayıncılara iyi geldi. OKUYAY (Okuma Kültürünü Yaygınlaştırma Platformu) ikinci yılında da onlarca toplantıya, projeye, buluşmaya öncülük etti. Kitap Eki’nde başladığım, devamında Gazete Kadıköy ile sürdürdüğüm bağımsız kitabevleri söyleşilerine hız kesmeden devam ettik bu yıl da. Instagram üzerinden de bağımsız kitapçı sohbetleri yaptık kitabevi emekçileriyle. Pandemi döneminin kıymetli buluşmalarıydı, dünyadan örnekleri, çözüm önerilerini tartıştık. Bu vesileyle bir kez daha Bağımsız Kitabevleri Raporu’nu hatırlatmak isterim. Bir de henüz incelemeyenler için bağımsız kitapçılar için bir çatı görevi gören, neredeyse tek boynuzlu atların olduğuna inanmamı sağlayan Bookshop sitesinin linkini bırakayım, bence bu yılın en büyük haberidir bu site.
Tüm dünyada fuarların, festivallerin ertelenip iptal edildiği, fiziki buluşmaların yerini sanal buluşmalara bıraktığı günlerde Makedonya’nın Üsküp kentinde Yunus Emre Enstitüsü desteğiyle “Pro-za Balkan” ismiyle bir festival yapıldı. Balkan dünyasından Muharrem Bazdulj, Kalina Maleska, Maja Solar gibi önemli yazarları ve Milen Milev, Jasmina Radojicic gibi önde gelen yayıncıları buluşturan festivalin Türkiye’den yayıncı konuğu ise biz olduk. Üç gün süren festival okumalar, paneller ve yayıncıların pandemi döneminde edebiyatta yeni arayışları tartıştıkları sunumlarla tamamlandı, geriye ise güçlü cümleler kaldı. Başta da söz ettiğim gibi, Günışığı Kitaplığı yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü’nü bu kez dijital ortamda, çevrim içi düzenledi, bir kez daha kitap emekçileri, yazar ve yayıncılar bir araya geldi. Umut dolu bir gündü.
Türkiye’nin ilk ve tek polisiye festivali Kara Hafta İstanbul çevrim içi düzenlendi, bu kez İBB desteğiyle. Okurlar Ian Rankin, Michael Kardos, Ian Tregillis, Algan Sezgintüredi, Elçin Poyrazlar ve daha birçok polisiye yazarıyla dolu dolu dört gün yaşadı, paneller ve söyleşilerle en başarılı yıllarından birini yaşadık Blackweek’in. Etkinlik, festival ve okur yazar buluşmalarının çevrim içine kayması belediyeleri de hareketlendirdi, başta Ataşehir ve Küçükçekmece olmak üzere pek çok belediye sohbetler, okur yazar buluşmaları, sanal imzalar gerçekleştirdi. Yayıncılar kitaplarını okura ulaştırmak için alternatif yolların izine düştü, yeni paydaşlar, yeni iş birlikleri oluştu.
TURLA Meetings ismiyle dünyanın farklı köşelerinden yayıncı ve ajanslar Türkiye’deki meslektaşlarıyla yine çevrim içi bir araya geldi, telif görüşmeleri yapıldı, Zoom toplantılarıyla yeni bağlantılar kuruldu. Sanal fuar boyunca sohbet ve paneller de dünya yayıncılarının erişimine açıldı. Yeni dünyanın yeni şifrelerini çözdüğümüz, yayıncılık alışkanlıklarımızı en baştan gözden geçirdiğimiz, sıkı çalıştığımız bir sene oldu ve oluyor 2020.
2- Tuhaf bir yılı geride bırakmamıza az kaldı, yıl sonu raporları hazırlanırken ve elbette yeni yayın sezonuna hazırlanırken, pandemi gölgesinde geçen 2020'de yayınladığımız kitapları hatırlatalım.
Michael Kardos'tan Blöf pokerin hayat oyununa, sihrin geleceğe hükmettiği, beklenmedik sürprizleriyle müthiş bir hikâyeydi. Polisiye severlerden tam not aldı. Empati kraliçesi Jodi Picoult'nun Yapboz'u yakıcı sorulara yanıt arıyordu: Gazete sayfalarında, ekranlarda her gün tanık olduğumuz suçlar, bir gün en sevdiklerimize karşı işlense ne yaparız? Kurallara uymak adaleti garanti eder mi? Kendi ellerimizle sağladığımız adalet vicdanı tatmin eder mi? Picoult her zamanki gibi yıl boyunca da okundu, paylaşıldı, tartışıldı. Ocak 2007'de Vonnegut Ülkesiz Bir Adam için "Bu yazdığım son kitap olacak," demişti. Üç ay sonra hayata gözlerini yumdu. Vonnegut'la henüz tanışmamış okurlar için bir merhaba, sadık takipçileri için bir el kitabıydı Ülkesiz Bir Adam, çok sevildi, çok paylaşıldı. Usta çevirmen Algan Sezgintüredi imzalıydı tercümesi. Pir-i Lezzet adlı romanı on yedi dile tercüme edilen çağdaş söylencelerin kalemi Saygın Ersin’in çok sevilen, uzun süredir beklenen çağdaş destanlarını “Yedi Kartal Efsanesi” başlığıyla yayınladık: Erbain Fırtınası ve Zülfikar'ın Hükmü. Fantastik kurgu meraklılarıyla beraber, Türkçe edebiyatta yeni hikayeler, yeni yaklaşımlar arayan okurlar için de güzel bir haber oldu serimiz. Devamı da yolda!
Dünyaya Nasıl Hükmedersin, Göbeklitepe’den Orta Çağ Avrupası’na, Cennet Bahçesi’nden kıyamete kaçışın hikâyesiydi. "Man Booker finalisti Tibor Fischer paranın ve gücün krallarıyla kafa buluyor, dünyaya kara komedisiyle hükmediyor," dedik arka kapakta. Fischer her kitabıyla okur sayısını artırıyor, Düşünce Çetesi veTanrı Olmak Güzel de yeni baskılarıyla raflara girmek üzere bu aralar. Romanı henüz okumayanlara bir not, Fischer'in Türkçe editörü ve yayın yönetmeni de romanda karakterler arasında! Yine gururlandığımız bir yazar, bir roman: Ödüllü ilk roman Sıcak Kafa'nın yazarı Afşin Kum'dan, insana ve makineye, akla ve vicdana, inanca ve iktidara dair keskin ve hızlı bir maceraydı Kübra. Çıkan yazılar, gelen yorumlar müthişti.
Uzaydan ilk tweeti atan Astro Mike’tan büyük hayallere dair umut dolu bir kitabı buluşturduk okurlarla. Ya da şöyle diyelim, azim ve cesaretin insanı ve evreni değiştirmesinin benzersiz hikayesiydi Astronot. Çok sevildi. George R. R. Martin onun için "Üstün bir yeni yetenek" diyor. Asimov’un izinde Tregillis,robotiksle tarihi kurmacayı birleştirdi. Özgür irade ve insanlığı sorguladı. Mekanikalternatif tarih ve bilimkurgu severlerin ilk günden gözdesi oldu. Charles Soule'den kurgusu sıkı, temposu yüksek, şaşırtıcı ve eğlenceli bir maceraydı Kehanet Yılı. "2020'de muhabbetlerin vazgeçilmezi olacak, tekrar tekrar çıkılası bir serüven," demiştik arka kapağında, hayat rol çalsa da hepsatan listelerine giren macera romanlarımızdan biri oldu. Ve elbette Şahane Hatalar Yüzleşme. Okurun seçimlerine göre ilerleyen interaktif romanları sevenler, bu sene de Yüzleşme’ye büyük ilgi gösterdi. Yazarımız Afşin Kum’un Sıcak Kafa romanının Netflix dizisi olacağı haberini verdik bu yıl, sonra Saygın Ersin’in Pir-i Lezzet’inin dizi müjdesini paylaştık.
3- Yeni sezonda ödüllü romanlarımızla, dünya edebiyatının göz dolduran metinleriyle, roman tadında kurgu dışı kitaplarımızla, iyi ki Türkçe var dedirten yazarlarımızla okurlarla buluşuyoruz.
April okurları bilir, vaadi yeni metinlerin peşindeyiz. Kiley Reid imzalı Such a Fun Age, Booker uzun listeye seçilmeden yayın listemizdeydi, keza Booker finalisti Burnt Sugar’ı aday olmadan önce okuyup listemize aldık. Eric Bernt’ten Ses Hızı güvendiğimiz bir roman. Otizm spektrumunun yüksek işlevli ucunda, Asperger sendromuna sahip bir karakterin macerası okuru bekliyor. Ödül ve övgülerini heyecanla takip ettiğimiz Stephanie Scott imzalı What's Left of Me Is Yours geliyor. Man Booker ödüllü Vejetaryen’in ve Çocuk Geliyor’un yazarı Han Kang, müthiş çarpıcı yeni bir metinle okurların karşısında, Beyaz Kitap. John Perkins sıra dışı bir kişisel gelişim kitabıyla okurlarla buluşuyor, Touching the Jaguar. Jodi Picoult okurları bu sene üç yeni Jodi romanı okuyacaklar, 19 Dakika, The Book of Two Ways ve A Spark of Light. Latitudes of Longing, Hindistan’ın yükselen yıldızı Shubhangi Swarup’tan, sırada. Kurt Vonnegut’tan Hokus Pokus ve Timequake Algan Sezgintüredi çevirisiyle yolda. Roger Crowley imzalı iki yeni kitabımız var. Efsane polisiye yazarımız George Shuman imzalı Son 18 Saniye, Son Nefes ve serinin diğer romanları yeni yılda okurlarla buluşuyor, Martı’nın yazarı Richard Bach’ın Hipnozcu’su ve Etik Sürtük de okurlarla yeni kapaklarıyla bir kez daha buluşuyor. Intan Paramaditha’dan The Wandering, Angela Chadwick’ten XX yılın sürprizlerinden. Kore edebiyatının sadık takipçilerine de güzel bir haberimiz var, Kore edebiyatının en kıymetli destanlarından, en önemli metinlerinden Hong Gildong’un Hikâyesi yakında Türkçede! İyi ki Türkçe var dedirten yazarlarımız Algan Sezgintüredi, Halil Babilli, Saygın Ersin yeni romanlarıyla bu yıl okurlarla buluşuyor. April Çocuk etiketiyle yayınlayacağımız şahane bir projeyi duyuracağız yeni yayın sezonunda. 2021’e hazırız, mutlu ve heyecanlıyız.
Aras Yayıncılık – Editör / Hippo Kitap - Yayın Koordinatörü Lora Sarı
1-Biz de herkes gibi ilk birkaç ayı yeni düzeni anlamaya ve ona adapte olmaya çalışarak geçirdik. Evden çalışabilmek başka mesleklere kıyasla daha kolaylıkla uyum sağlayabildiğimiz bir düzen oldu. Hâlâ da büyük çoğunlukla evden çalışmaya devam ediyoruz. 2020’nin başında oluşturduğumuz yayın programımıza sadık kalabilmek için çabaladık ancak özellikle mart-nisan-mayıs aylarını kaygı ve belirsizlik esir aldığı için aksamalar yaşadık, ancak kendimize de çevirmenler, redaktörler gibi birlikte ürettiğimiz çalışma arkadaşlarımıza da bu aksamalar karşısında anlayışla yaklaştık. Yayıncılık sektörü 2016’dan başlayarak yükselen dövizle beraber giderek daha da büyüyen bir krize doğru sürükleniyor, yayıncıların kâr marjı sürekli düşüyor, çevirmenlerin ve editörlerin kitap başı aldıkları ücretler veya maaşlarla geçinmeleri mümkün değil. Bu saydıklarım yayıncılığın daimi problemleri. Pandeminin başlangıcından itibarense, azalan mağaza satışlarına rağmen internet üzerinden kitap satışlarının devam edebilmesi sayesinde yayınevlerinin, kiralarını bile ödeyemez hâldeki işverenlere, süresiz ücretsiz izne çıkarılan işçilere ve banka kredisiyle karnını doyuran birçoklarına kıyasla çok daha şanslı olduklarını kolayca söyleyebiliriz. Biz de Aras olarak özellikle bu ekonomik zorlukları hesaba katarak daha fazla indirim kampanyaları düzenledik. Kargo çalışanların sağlığını düşünerek e-kitap yayınlarımızın sayısını artırdık ve okuyucularımızı e-kitaba yönlendirdik.
2-Açıkçası bu bizim de merakla takip ettiğimiz bir konu. İnsanlar eve kapandığı için daha çok okuyor mu? Okuyorsa daha çok neleri okuyor? İlk soruya dair genel kanı daha çok okunduğu yönünde. İkinci soruya gelirsek, bizim satış listemize bakarak okurlarımızın alışkanlıklarında bir değişim olmadığını görüyoruz. Listenin en üstünde bir önceki yıl çıkardığımız Amida’nın Sofrası: Yemekli Diyarbakır Tarihi başlıklı yemek kitabımız var, hemen arkasından da yıllardır çok satan yemek kitabımız Sofranız Şen Olsun geliyor. Zaven Biberyan, Zabel Yesayan, Mıgırdiç Margosyan, William Saroyan gibi dünyaca ünlü ve önemli edebiyatçıların kurgu eserleri de yine listenin en üst sıralarında. Burada, 2019’un sonunda kurduğumuz ve sadece çocuk edebiyatı yayımladığımız alt markamız Hippo Kitap’tan da söz etmek istiyorum. Hippo’nun iki kitabı Mutluluk Bir Tilkidir ve Olağanüstü Özgürlük Makineleri yılın en çok satan iki kitabı oldu ve çocuk kitapları satışlarımız, yetişkin kitapları satışlarının üstündeydi. Bu aslında hep söylenegelen, ebeveynlerin kendi ihtiyaçlarından kısıp çocuklarına harcadıkları yönündeki iddianın da bizim gözümüzde bir doğrulaması oldu.
3-Pandemiyle bir yılı devirmek üzereyiz ve elbette ilk aylara kıyasla şartlarına daha alışığız. Ancak bir taraftan da hâlâ belirsiz bir ortam var. Sadece gelecek yayın döneminde değil, gelecek nice yayın döneminde pandeminin etkisini göreceğimizi düşünüyorum. Pandemiyle gelen düzenin bir kısmının pandemi sonrasında da devam edeceğini düşünürsek, bu olayı başlı başına bir dönüm noktası, büyük bir değişimin başlangıcı olarak kabul edebiliriz. Yayıncılık da değişen şartlar ışığında hayatta kalabilmek adına kendini dönüştürecektir. 2021’in hemen başında Serdar Korucu’nun hazırladığı Antakya’nın yakın tarihi üzerine iki kitap yayımlayacağız. Hemen arkasından akademisyen Lerna Ekmekçioğlu’nun 20. yüzyıl başında, özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından Türkiye’deki Ermeni feminist hareketi üzerine yaptığı çalışması gelecek. William Saroyan’ın yayımlanmış ilk öykü kitabı ve Amerikalı yazar Mark Mustian’ın Jandarmabaşlıklı romanı da 2021’in başında çıkaracağımız kitaplar arasında. Bunun dışında grafik roman serimize ve Tarihi Kentler ve Ermeniler başlıklı dizimize devam edeceğiz.
Beyaz Baykuş Yayınları - Genel Yayın Yönetmeni Özlem Küskü
1- Pandemi sürecinin yarattığı psikolojik ve ekonomik buhran hayatın her alanında olduğu gibi yayıncılık dünyasını etkiledi. Bizler pandeminin ilk belirdiği günden itibaren hız kesmeden üretmeye ve kitaplarımızı okurla buluşturmaya devam ettik ancak ne yazık ki çoğu yayınevi esen pandemi rüzgarından epey olumsuz etkilendi. Bu süreçte okur ve yazar-yayınevi bağlarının daha güçlendiğini düşünüyorum çünkü kapanma sürecinde sınırlanan yaşam tarzı kitaplarla, sanatla daha fazla hemhal olmayı getirdi.
2- Bu yıl psikoloji doğa ve felsefe konularına artan bir ilginin olduğunu söyleyebilirim. Kişisel gelişim okuyan bir kitle zaten var ama buna ek olarak bu konularda hızlı yükselen bir trend ortaya çıktı.
3- Pandeminin şimdiye dek hayatımıza yerleşik olan alışkanlıklarımızı ve bakış açılarımızı değiştirdiği aşikar. Bu yılın sonu itibariyle Beyaz Baykuş Yayınları’nı yeni bir çizgiyle okurlarımızla buluşturduk. Dönüşen dünya bakışının etkisiyle odak noktamızı bugünden yarının dünyasını etkileyen fikirler olarak belirledik. Ekoloji, felsefe, doğa, hayvan davranışları, kadın doğası ve botanik gibi konularda dünyada ses getirmiş kitapları okurlarımızla buluşturmayı planlıyoruz.
Can Yayınları – Çağdaş Edebiyat Yönetici Editörü Cem Alpan
1-2020 senesi başladığında şubat ayında depo taşındığı için bir ay kitap yayımlayamamıştık. Mart ayının başında da pandemi nedeniyle yaşanan karantina herkesi olduğu gibi bizi de elbette olumsuz yönde etkiledi. Her şeyden önce özellikle mart ayında yayımladığımız kitaplar hak ettikleri ilgiyi göremedi. Sonra, yayınevleri ve yazarların okurlarla temas kurmasını sağlayan İzmir, İstanbul gibi fuarların iptal edilmesi ve özellikle yerel kitapçılarla ikinci el kitapçıların yaşadıkları güçlükler elbette yayın piyasasının her alanı için hayli olumsuz gelişmelerdi. Karantina dönemi, yazar ve çevirmenlerin üretimini, hatta genel anlamda yayınevi emekçilerinin çalışmasını da olumsuz yönde etkiledi. Her şey bir yana, elbette salgın kaynaklı ciddi sağlık sorunları yaşandı... Belki kitaba olan ilgi azalmadı. Hatta geçen sene gibi bu yıl için de, en azından kitabın sembolik öneminin arttığı söylenebilir. Zira gelişmelerden sosyal anlamda da ciddi şekilde etkilenen, daha da ötesi dünyanın geleceği konusunda ciddi kaygılar duyan okurlar, olup bitenleri anlamak, yorumlamak için kitaplara yönelebiliyorlar - ancak bu okur profilinin sınırlı olduğunu eklemekte fayda var. Genel anlamda daha kabul görmüş eserler tercih edildi.
Öte yandan, bu koşullar sosyal medyanın kitap tanıtımındaki rolünün arttırmış olabilir. Neticede sosyal ilişkilere, dış dünyaya aktarılan enerjiler ister istemez büyük oranda internet ortamına aktarıldı. Kitapçıların zor durumda olması, yerel kitapçıların kepenk indirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları, kitap satın almanın tamamıyla internet alışverişiyle sınırlanması, elbette kitap seçimi alışkanlıklarında değişimleri de beraberinde getirdi. Potansiyel okur, artık kitabı satın alırken, sadece internet sayfasındaki bilgilerden, ve sosyal medyada yazılanlardan faydalanıyor. Tüm bu gelişmeleri hesaba katmak zorunda kaldık ve kalacağız. Örneğin kitap tanıtımı için o kitaptan sorumlu editörden daha fazla şey bekleniyor artık. Tüm bunlar ışığında şu da söylenebilir: bir kitabın ya da dosyanın, en iyi ihtimalle yayınevine girişi yapıldıktan altı ay sonra raflara ulaştığı hesaba katıldığında (ki olabilecek en kısa süre bu), bu süre zarfında etkili politikalar benimsemek en fazla önlem almak ve sakınımlı olmak şeklinde gerçekleşebiliyor - yani ertelemelere gitmek. Genel olarak okur açısından zorlayıcı, çok çabuk tüketilemeyecek, okurların ve eleştirmenlerin pek aşina olmadıkları kitapları yayımlamakta tereddüt ediliyor. Ve yayın programında kısıtlamalara gidiliyor şeklinde özetleyelim. Bir de, yaşananlara ışık tutacak, gündemi belirleyen konulara değinen kitaplar öne çıkması beklenebilir, doğal olarak. Ancak sanılanın aksine bu da başarı, yani okurlara ulaşılmak için yeterli olmayabilir. Yaşananların tarihinin, düşünsel ve felsefi anlamda bile, sosyal medya ve internet ortamı aracılığıyla ilgililere ulaştığı bir dönemdeyiz. Kitap bilgiyi derli toplu anlatan bir nesne, ancak o bilgilerin ya da içeriklerin bir kısmı, dağınık biçimde de olsa, sosyal medyada dolaşım halinde. Sözgelimi popüler bir düşünürün salgınla ilgili düşüncelerine, makaleler ve röportajlar şeklinde rahatlıkla sosyal medyadan erişildiği bir dönem, konu hakkındaki hatta etrafındaki çalışması ne kadar ilgi görür sorusunu sormak zorundasınız.
2- Okurlar fazla riske atılmak istemediler. İnsanlar panik ve endişe anlarından bildikleri şeylere, alışkanlıklarına tutunurlar. Evet, ilk bakışta evlere kapanmayla bir ölçüde günlük hayatta kitaplara daha fazla yer açıldı denebilir. Bu kısmı en azından belli bir kesim için geçerli. Gelgelelim bu durumda bilinen, herkesçe kabul görmüş kitaplar, edebiyat alanında da klasikler varken insanlar yeni maceralara atılmaya çok hevesli olamadılar. Böylece doğal olarak, öne çıkan dizi filmlerde olduğu gibi, benzer içeriklere yönelmeler yaşandı. Bir kolektif kaygı döneminde, günlük dildeki kullanımıyla ifade edecek olursak, genel itibariyle "kafa boşaltacak" türde kitaplar, yeni şeyler keşfetmeye tercih edildi denebilir. Geçen seneyle karşılaştırıldığında, bu sene daha fazla kurmaca eser okunması da (Avrupa'da yapılan bir araştırma sonuçları bunu söylüyor), insanların düşünce yorgunu olduklarını söylüyordur belki. Zira önce de belirttiğimiz gibi, karantina dönemi sosyal hayatın bütünüyle sanal aleme, sosyal medyaya akmasına neden oldu. Twitter gibi alanlarda insanlar daha da uzun vakitler geçirir oldular. Değil ilişki kurmak, güncel haber akışı bile bu alanda gerçekleşti. Bu koşullarda uzun ve çetrefilli bir roman pek tercih edilmeyecektir elbette, felsefi ya da düşünsel içeriği zorlayıcı kitaplar da. Ne de olsa sosyal medya bağımlılığı -ki bunun kitlesel olduğu söylenebilir-, en azından yarım saatte bir bölünmeyi de beraberinde getiriyor. On beş dakikada bir sosyal medyaya bakarak, söz gelimi bir Abşalom Abşalom!'u okuyamazsınız.
Kısacası pandemi koşulları, okurların okuma deneyimi açısından riske girmedikleri, tanıdıkları yazarlara yöneldikleri, çok zorlayıcı olmayan içeriklere daha fazla yer açtıkları, edebiyatsa da klasik ve modern klasikleri ya da dünyaca popüler olmuş, kabul görmüş ve özellikle kurmaca eserleri daha fazla tercih ettikleri bir dönem oldu. Okurlar, yeni yazarlara, yeni arayışlara pek alan tanıyamadılar. Bunda elbette, yeniliklere okurların dikkatini çekecek mecraların bu dönemde büyük yara almasının da rolü var - ki üzerinde durulması gereken başka bir sorun bu. Yayın dünyasındaki, ciddi entelektüel donanıma sahip arkadaşlarımdan bile, "kafamı kitaba veremiyorum", "yoğunlaşamıyorum" gibi yakınmaları sıklıkla duyduğum bir dönem bu.
3-Elbette göreceğiz. Yukarıda ana hatlarıyla çizdiğim tablo büyük ölçüde bu sene için de geçerli olacak. Daha dün, Almanya'nın bir aylık karantina ilan ettiği haberini aldık. Bu durumda ülkemizde de pandeminin birkaç ay içinde çözülmesini bekleyemeyiz. En azından sonbahara kadar salgınla gelen koşulları, hatta daha da şiddetlisini yaşayabiliriz, zira sırtınızdaki yük, siz onu taşıdıkça ağırlaşır. En azından şöyle düşünmeli: yayınevleri kitap sayısını azalttı. Bu durumda yazarlar da çevirmenler de yaratı ve üretimde sürecinde sorunlar yaşayacak. Evlere kapanma, hele çocuklu ailelerde bu faaliyetleri elbette olumsuz yönde etkiliyor. Yukarıda da bahsettiğim gibi, okurların yeni maceralara atılmak konusunda sakınımlı davrandıkları bir dönemdeyiz. Bu tablo kaçınılmaz olarak gölgesini yeni yılın yayın programının üzerine düşürüyor. Ancak biz yine de o gölgeyi yine kitaplarla savuşturma yoluna gideceğiz. 2021 yayın programını ana hatlarıyla çizecek olursak, çağdaş Türk edebiyatı kapsamında Murat Gülsoy, Oya Baydar, Mine Söğüt, Yekta Kopan, Mahir Ünsal Eriş, Doğu Yücel, Deniz Gezgin, Çiler İnan, yeni kitaplarını yayımlayacağımız yazarlardan bazıları. Ayrıca bu seneki önemli gelişmelerden biri, Ahmet Güntan'ın da aramıza katılmış olması; önümüzdeki aylar iki eserinin yeni baskılarını yapacağız ve bunu eski ve yeni eserleri de takip edecek.
Çınar Yayınları – Editör Yankı Enki
1-Yayıncılık dünyası uzun vadeli planlarla döndüğü için pandeminin etkisi büyük oldu ve hem 2020’de hem de 2021’de okuyacağımız kitapların kaderi değişti. Birçok proje ertelendi, bazen baskıya hazır kitaplar bile okurlarla buluşamadı. Ekonomik çerçevede çok olumsuz bir tablo ortaya çıktı ve henüz bu belirsizliklerle dolu süreci maalesef geride bırakamadık. 2019 farklı sebeplerle durgun bir yıl olmuştu. 2020’deki pandemi ise bizim gibi yayıncılıkta önemli hamleler hedefleyen, büyümeyi planlayan yayınevlerinin karşısına bir duvar gibi dikildi.
2-Biz Çınar Yayınları olarak 2020’ye bir atılım yaparak başlamak istemiştik. Hem yetişkin hem de çocuk kitapları alanında çok güçlü eserleri art arda yayımlayarak başladık ocak, şubat ve mart aylarında. Brooke Bolander’ın ödül canavarı Zararsız Tek Büyük Şey romanını Çağlar Kök çevirisiyle, Agustina Bazterrica’nın altüst edici romanı Leziz Kadavralar’ı Seda Ersavcı çevirisiyle, Hernan Ronsino’nun Ateş adlı romanını Roza Hakmen çevirisiyle ve Gabriel Josipovici’nin Barnes’taki Mezarlık romanını da Elif Ersavcı çevirisiyle yayımladık. “Kara Çınar” dizimizde ise, Zamyatin’in Biz’i ve George Orwell’in 1984’ünden önce yazılan ve modern distopyaların öncüsü olan, G. B. Bennett imzalı Üç Başlı Kerberos’u Tülin Er çevirisiyle yayımladık. Bu kitapların tamamı da okurlarımızdan büyük ilgi gördü ve birçoğu pandemi şartlarına rağmen ikinci baskısına kavuştu. Bu bağlamda değerlendirdiğimizde distopik unsurlar barındıran kitaplarımızın daha çok ilgi gördüğünü belirtebiliriz.
Ardından pandemi patlak verdi ve üç ay boyunca kitap yayımlayamadık. Bir umutla döndüğümüzde ise Michal Ajvaz’ın Altın Çağ (Sevda Deniz Karali çevirisiyle) ve Paul Leppin’in Karanlığa Yolculuk (Esen Tezel çevirisiyle) gibi modern klasiklerini okurlarımızla buluşturduk. Ne yazık ki malum olumsuz koşullar yine baş gösterdi ve yayımlanan kitapların bir kısmı da kaçınılmaz olarak pandemi koşullarının gölgesinde kaldı. “Kara Çınar” dizimizde ise yıl sonuna yaklaşırken Gaston Leroux’nun polisiye klasikleri Sarı Odanın Esrarı ile Siyahlı Kadının Parfümü’nü Birsel Uzma’nın çevirileriyle yayımladık. Türkçe edebiyatta da Yasemin Özek’in Angeliki ile Mehmet romanı ile Deniz Tural imzalı Kızıl Kurtlar İmparatorluğu öne çıkan kitaplarımız arasındaydı.
Çocuk edebiyatında ise Seda Ersavcı'nın çevirisiyle yayımladığımız Suspus, en dikkat çeken ve ilgi gören kitabımız oldu. Onu Yaprak Onur’un çevirdiği Lee Bacon'un Son İnsan'ı takip etti. Tam da evlere kapandığımız dönemde konusu ilgi çekti. Robotların insanları ortadan kaldırdığı bir gelecekte geçiyordu roman. Olcay Mağden Ünal'ın yazdığı, Merve Doğruer'in resimlediği Kırılan Saatin Hiç de Hüzünlü Olmayan Hikâyesi ya da Uzayda Nasıl Çay İçilir? eğlenceli üslubu, yaratıcı görsel dünyasıyla öne çıkan yerli kitaplarımızdandı. Şafak Okdemir'in Türkiye için önemli bir konuyu işlediği kitabı Nice Nine'nin Zeytini yıl bitmeden konuşulan tartışılan bir diğer kitabımız. Termik santraller için zeytinliklerin talanını beş farklı kişinin gözünden anlatan kitap metni kadar resimleriyle de dikkat çekti.
3-Çağdaş dünya edebiyatı alanında faaliyet gösteren yayınevleri sadece 2021’de değil 2022’de de pandeminin zararını görmeye devam edecek. Yurt dışında yayımlanması planlanan eserlerin de kaderi değiştiği için bizim onların çevirilerine kavuşmamız gecikecek. Çınar Yayınları ise 2020’de pandemi nedeniyle yayımlayamadığı ve doğru ânı beklediği eserleri okurlarına sunacak. Dünya edebiyatı alanında Mia Couto’nun Dişi Aslanın İtirafı başlıklı başyapıtını Sevcan Şahin’in çevirisiyle yayımlayacağız. Yazarımız Lidia Yuknavitch’in tokat gibi öykülerinin bir araya geldiği son kitabını Su Akaydın çevirdi ve bu eser de bizim için 2021’in önceliklerinden biri olacak. “Kara Çınar” dizimizde Klasik Polisiye Öyküler derlemesinin şu an son hazırlıklarını yapıyoruz.
Çocuk ve gençlik kitaplarımıza gelirsek, Jory John ve Lane Smith ikilisinin Bir Penguenin Dertleri, Bir Zürafanın Dertleri kitaplarıyla başlayan serisi 2021'de Bir Kedinin Dertleri'yle devam edecek. Mortina'nın yazarı zombi dostu Barbara Cantini'nin yeni serisini Bahar Ulukan çevirisiyle yayımlamaya başlayacağız. Bu kez kahramanlar bir kara kedi ve tupturuncu saçlı bir cadı. 2020 yılında ilkgençlik alanında en iyi gerilim kitapları arasına giren Ben Oliver imzalı bir üçlemenin ilk cildi The Loop yayımlayacağımız bir diğer kitap. Martin Scorsese'nin sinemaya uyarladığı Hugo'nun ödüllü yazarı Brian Selznick'in David Serlin'le hazırladığı, detaylarıyla okuru mest edecek kitabı Dedektif Yavru Maymun (Aslı Tohumcu çevirisiyle) sanatı, edebiyatı, dedektifliği bir araya getirecek. 2021'in en sürprizli kitabı Godot'yu beklemekten sıkılanlar için gelecek. Berivan Özkoçak’ın çevirdiği, çocuk edebiyatının hınzır kalemi Daniel Fehr ve Maja Celija iş birliği olan Walt'ı Beklerken hayal gücüne bir övgü.
Delidolu ve Desen Yayın Yönetmeni Ayşegül Utku Günaydın
1- 2020 yılı pandemi nedeniyle her açıdan sıra dışı geçti. Bütün dünyanın etkilendiği bu süreçte doğaya bakışımızdan çalışma biçimlerine her türlü alanın sorgulandığı bir yılı deneyimliyoruz. Elbette zor bir süreçten geçiyoruz. Pek çok sektör gibi yayıncılık da pandemiden oldukça etkilendi. İnternet satışlarının artması yayıncılık sektöründeki durumun iyi olduğu anlamına gelmiyor ne yazık ki. Fakat bu dönem bize iş yapış biçimlerimizi ve düşünme yöntemlerimizi sorgulattı. Pek çok olumsuzluğun içinde farklı yollar ve yöntemler olabileceğini gördük. Bunlar üzerine düşünmeye devam ediyoruz. Mart başı evlerimizden çalışmaya başladık. Bu dönemde tekrar baskılara devam ettik. Yeni üretimin tamamen durmasını doğru bulmadığımız için ayda bir yeni kitap yayımlamaya devam ettik. Güz dönemiyle birlikte üretimimiz de arttı. E-kitap, sesli kitap gibi farklı kitap formatları üzerine her yayıncı gibi biz de daha fazla eğildik. Bu süreçte sosyal medya başta olmak üzere tüm kanallarımızdan okura seslenmeye, birlikte ve dayanışma içinde olduğumuzu vurgulamaya çalıştık.
Yurt içi ve yurt dışı fuarlar iptal edildi. Bologna, Londra ve Frankfurt kitap fuarlarına fizikî olarak katılamadık. Ama bütün dünya evlerinden çalışmaya başlayarak tüm yurt içi ve yurt dışı görüşmelerini online olarak gerçekleştirmeye kısa sürede adapte olmuştu. Dolayısıyla fuar görüşmelerini internet üzerinden yaptık. Fuarın yarattığı fiziksel ve zihinsel yorgunluk, dijital fuarın doğası gereği daha az yaşandı ve bu da verimi artırdı. Ama elbette kitaplara dokunamadık. Aynı zamanda tesadüflüğü yani sadece fuarda tanışma imkânını ortadan kaldırdı. Ama şu bir gerçek ki bundan sonra fuarlar fiziksel olarak düzenlense de mutlaka dijital olarak da sürdürülecektir. Dolayısıyla kitap fuarlarının, dijitalin sunmadığı olanakları sunmak için kendilerini yenilemeleri gerekecek gibi görünüyor.
Yayıncılar açısından başka önemli bir olay da Türkiye Yayıncılar Birliği’nin düzenlediği Türkiye Yayıncılık Kurultayı’nın haziran ayında ilk defa online ve tüm dinleyicilere açık olarak gerçekleştirilmesiydi. İki gün süren oturumların herkese açık olmasını çok önemli buluyorum. Çünkü 58 yayıncının yer aldığı kurultayda pandemi döneminde yayıncılığın geleceği, dijital seçenekler gibi pek çok önemli konu konuşuldu. Tüm bunlara hemen çözüm önerileri sunulamasa da bu konuşmaların başlatılması çok önemli. Pandemi döneminde internet üzerinden elektronik kitap korsanlığı da hızla yayıldı. Yayıncılar Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği’nin son günlerde korsanla mücadele için başlattığı kampanya da yayıncılık dünyası için okurun bilinçlendirilmesi adına önemli bir adım.
2-Patrick Ness’in Canavarın Çağrısı ve Doris Lessing’in gerilim türünde kaleme aldığı Beşinci Çocuk adlı romanı yine bu yılın çok satan kitapları arasındaydı. Ayrıca yeni yayımlamış olmamıza karşın Çağdaş Arapça edebiyatın önemli isimlerinden Halid Halife’nin elli yılı aşkın bir dönemde Suriye’de yaşanan toplumsal parçalanmayı, yıkılan hayalleri, şiddeti ve korkuyu çarpıcı bir anlatımla gözler önüne serdiği Bu Şehrin Mutfakları’nda Bıçak Yok adlı romanı, okurların ilgi gösterdiği kitaplarımız arasındaydı. Kurmaca dışı alanda ise kasım ayında “Okumak” temamızdan yayımladığımız Editör Ne İş Yapar’ın yayıncılık dünyasında yankı uyandırması bizim açımızdan heyecan vericiydi. Alanının uzmanı editörler tarafından kaleme alınmış veyıllar içinde edinilmiş deneyimlerden süzülen yazılardan oluşan kitap, sektöre yeni adım atacak kişiler için başlı başına bir okul gibi. Ama aynı zamanda deneyimli editörler ve yayıncılık alanındaki her bir çalışan için ufuk açıcı bir kaynak.
3-Gelecek yayın döneminde pandeminin etkilerini elbette göreceğiz. Tüm eski alışkanlar, eski düşünme yöntemleri gibi okuma pratikleri de değişiyor. Yayıncı olarak bunlara ayak uydurmamız gerekiyor. 2021’de kurmaca dışı alanda iki önemli kitabımız var. 21. yüzyılın önemli düşünür ve yazarlarından Ricardo Piglia’nın 1976-1998 yılları arasında kendisiyle yapılmış söyleşilerden ve konuşmalardan oluşan Kurmaca Sanatı ve Eleştiri “Okumak” temasından yayıma hazırladığımız bir kitap. Edebiyattan, sinemaya ve farklı sanat dallarına uzanan yazar, bizleri gerçeklik, kurmaca, okuma ve yazma eylemleri üzerine düşündürüyor. Deneyimli gazeteci Ryszard Kapuściński’nin Futbol Savaşı adlı kitabı ise 20. yüzyıl sonundaki savaşların ve zulmün kronolojisini sunuyor. Kapuściński etkileyici anlatımı ve olaylara, insanlara yönelik yaklaşımındaki duyarlılıkla Orta Doğu, Latin Amerika ve Afrika’daki devrim ve darbeleri, bunların arka planındaki hikâyeleri ele alıyor.
Yeni yayın döneminde farklı dillerden ve coğrafyalardan bir koleksiyon sunuyoruz. Çağdaş Arapça edebiyatın öne çıkan isimlerinden Huda Barakat, kendisine Necib Mahfuz Roman Ödülü kazandıran Akdeniz Sürgünü ile iç savaş sonrası harap olmuş Beyrut'u arka plana alarak babasının kumaş dükkânının yıkıntıları arasında hayatta kalmaya çalışan, halüsinasyonlar gören yalnız bir adamın çokkatmanlı hikâyesini anlatıyor. Caz Çağı’nın en çok konuşulan yazarlarından biri olan Dorothy Parker’ın toplu öykülerini Çıplakları Giydir ile tamamlayacağız. Delidolu olarak Terry Pratchett'ın 41 serilik Diskdünya’sını hızla tamamlamaya devam ediyoruz. Yeni yayın döneminde ayrıca George Saunders’ın Tilki 8 adlı resimli öyküsü, Patrick Ness’in Hakkında Hiçbir Şey Bilmediğim Her Şey, John Boyne’un Gökyüzüne Uzanan Merdiven adlı romanı, okurlarla buluşturacağımız kitaplar arasında yer alıyor.
Desen Yayınları için:
1-Desen, görselliğin ağır bastığı, resimli kitaplar yayımlayan bir marka. 2020’yi değerlendirecek olursak okuma pratiklerinin değişmesiyle birlikte grafik roman, karikatür ve resimli kitaplara ilginin arttığını söyleyebiliriz. Pandemi dönemi, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de resimli kitaplara ne kadar ihtiyacı olduğunu gösterdi aslında. Okuma pratiklerinin değişmekte olduğu bir çağdayız. Grafik roman türü ileride ülkemizde de daha yaygın bir okur kitlesi yakalayacak. Hem öyküsü ve kurgusuyla edebî bir roman tadı veren hem de resimleriyle görsel bir haz yaşatan bu kitaplar, geleceğin okuma biçiminin vazgeçilmez bir parçası olacak gibi görünüyor.
2-Shaun Tan’in Şakıyan Kemikler ve Ağustosböceği adlı kitapları ile Kazu Kibuishi’nin Tılsım serisi, Raina Telgemeier’ın Hayaletler adlı grafik romanı, okurların ilgi gösterdiği kitaplarımız arasındaydı. Resimli kitaplar arasında Kristin Roskifte’nin Herkesin Öyküsü’nün ilgi görmesi, kıymetli kitapların okur gözünde de değerini ve yerini bulması bakımından bizim açımızdan sevindirici.
3-Desen yeni yayın döneminde grafik romandan resimli kitaba, karikatürden mangaya her yaşa hitap eden bir koleksiyon sunuyor. Yeni yayın döneminde grafik mizahın karikatürün evrensel dili olduğunu vurgulayan ve Türkiye’de sözsüz karikatürün öncüsü olan Turhan Selçuk’un, yıllar içinde çeşitli kitaplarda ve farklı mecralarda yayımlanan eserlerini temalarına göre yeniden düzenleyerek bir seri oluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Serinin ilk kitabı Siyasetin Göbeği’ni ocak ayında okurla buluşturuyoruz. Bu seçkide ustanın; sistemin, düzenin genel bir portresini yansıtmak üzere siyasetçilere, koltuk sevdalılarına odaklandığı, yoksulluğu, adaletsizliği, yozlaşmanın hüküm sürdüğü bir düzeni yansıttığı karikatürler yer alıyor.
Usta çizer ve hikâye anlatıcısı Fabien Toulmé’nin üç ciltte anlattığı bir göç hikâyesi olan Hakim’in Yolculuğu 1 -Suriye’den Türkiye’yi güz döneminde yayımladık. 2021’de ikinci ve üçüncü kitapları yayımlayacağız. Özellikle ikinci kitapta Türkiye’den çokça kareler görmeye devam edeceğiz. Françoise Sagan’ın yayımlandığında büyük yankı uyandıran kitabından uyarlanan Hoş Geldin Hüzün ile Paco Roca’nın yas ve hafıza gibi konularla okurun kalbine dokunduğu Ev adlı grafik romanı bu yıl öne çıkan kitaplarımız arasında yer alıyor. Ayrıca yayımlamaktan büyük gurur duyduğumuz Yalınayak Gen ile on kitaplık seriye kaldığı yerden devam ediyoruz.
Bunun yanı sıra Can Göknil’in Burçlar Kuşağı, Hakan Keleş’in Lilliputlar ve Gözen Kamaz’ın Ayışığı ve Gökyüzü Atlası adlı çalışmalarıyla Türkçe resimli kitap koleksiyonumuz da genişliyor.
Destek Yayınları - Genel Yayın Yönetmeni Ertürk Akşun
1-Son elli yılda böyle bir deneyimi yaşayacağını hiç düşünmemiş bir insanoğlu vardı. Beklenmeyene karşı olan duygusuzlukla başladı her şey. O yüzden (buna birçok kişinin katılacağını tahmin ediyorum) pandeminin ilk zamanlarında bir romantizm mevcuttu. İnsanlar yıllarca ertelemiş oldukları, okumadıkları kitapları okuyacakları, izlemedikleri filmleri izleyecekleri, sevdiklerine ayıramadıkları zamanı kazandığını düşündü. O yüzden pandeminin ilk zamanlarında kitap satışlarında herhangi bir düşüş yaşanmadı. Mağazalar kapalı olsa bile artık yaygınlaşmış olan internet satışı en azından kitapçıları zor durumda bırakmadı. Hatta yayıncılığın en büyük problemlerinden birisi olan stoklama, stok maliyetleri için bir nevi nefes alma oldu. Kitapçılar için üretilen ama satılıp satılmayacağı bilinmeyen ama yine de fazlasıyla üretilen, sonrasında yaşanan iade sürecinden bir nevi kurtuluştu bu dönem.
2-Bir yıldır devam eden pandemi sürecinde satış listelerine baktığımızda gördüğümüz iki şey var. Birincisi klasikleşmiş eserlerin listede olduğunu görüyoruz. Örnek verecek olursak, Sineklerin Tanrısı, Körlük, Şeker Portakalı, 1984, Bülbülü Öldürmek vs. İkinci fark ettiğimiz şey ise kişisel gelişim kitapları oldu. Listelerin geri kalan kısmını da kişisel gelişim kitapları oluşturuyordu. Gelecek umudunu kaybeden insanlık, kendisine bir mucize bekliyordu. Anladığımız bu oldu.
3-Pandeminin son döneminde deneyimlediğimiz kitap satışlarının düşüşü oldu. O ilk baştaki romantizm kayboldu maalesef. O yüzden bu durum (büyük bir ekonomik buhran beklenmekte) 2021 yılında da satışların düşük geçeceğini gösteriyor.
Yayınevi olarak biz yine aynı çizgimizi devam ettireceğiz. Kişisel Gelişim kitapları, Popüler Bilim, Araştırma, Biyografi, Felsefe kitaplarına devam edeceğiz. Yeni yazarlara açık olan yayınevimiz aynı politikasını da devam ettirecektir.
Doğan Kitap - Yayın Direktörü Cem Erciyes
1- Pandemi hiç kimsenin hazırlıklı olmadığı ve ön göremediği pek çok durumu bizler için mecbur kıldı. Evlerimize kapanmak durumunda kaldık, sosyal ve hatta duygusal dünyamız değişti. Her gün rutin olarak yaptığımız pek çok eyleme yabancılaştık. Hayatımıza evden çalışmak gibi çok yeni bir kavram kazandırdık ve bu durumu da şaşırtıcı bir şekilde son derece yüksek bir motivasyonla ilk şoku atlatıp hemen uyumlandık. Tabii bir arada olmak, sürekli temasta olmak her zaman daha verimli olmayı, tek başımıza göremediğimiz pek çok açığı kapamayı sağlıyor fakat yayınevimiz özelinde söylemem gerekirse hiç de fena işler çıkarmadık. Ekonomik olarak da hiçbir çalışan ve yazar mağdur olmadı. Mart ayından beri devam eden bu süreçte sürekli üretmeye devam edip, hadi kendimizi övelim, “şahane” kitaplar yayımladık. Hatta o arada hızımızı alamadık ve yeni bir kitap bloğu, “okumakiyigelir.com”u bile yaptık. Ve fark ettik ki değişmeyen alışkanlıklarımızın en belirgini kitap okumakmış. İçinde bulunduğumuz durum ve duygudan sıyrılmanın en kolay yolu da buymuş. Kitaplara daha çok sarıldık, özellikle büyükşehir yalnızlığıyla baş başa olan büyük ve genç kesim daha da fazla diyebiliriz. Bu durum bütün kültür endüstrisi içerisinde en avantajlı alanın yayıncılık dünyası olduğunu da göstermiş oldu. Sürecin ilk başlarında maalesef kapalı kalmak durumunda olan zincir kitapçılar satışları epeyce bir etkiledi aslında, çünkü hâlâ kitaplara dokunarak almayı tercih eden büyük bir kesim var. Bu sebeple pek çok yayınevi uzunca bir süre kitap üretmedi, eski değerli kitaplarını satmaya devam edebilen yayınevleri şanslıydı, yayın dünyası ister istemez küçüldü, bizse yayın planımızı küçülttük fakat üretmeye devam ettik. Ağustos ayından itibaren de normal sayılarımıza geri döndük.
2- Edebiyat tabii vazgeçilemez bir zenginlik, edebiyat kitapları da her zaman okuru en çok çeken, en çok tercih edilen türdür fakat son yıllarda edebiyat dışı kitaplar özellikle de araştırma-inceleme ve bilim kitaplarına olan ilgi küresel olarak büyüdü. Bunu dünyanın içinde bulunduğu çoklu krizler sebebiyle insanların dünyayı daha iyi anlama çabası olarak da değerlendirebiliriz. Biz de iklim krizini, ekonomik dalgalanmaları, siyasi parolaları yok sayamadık ve 2020 yılı başında “Logos” adını verdiğimiz bir bilim serisi yapmaya başladık. Bu seride daha çok çeviri araştırma kitapları yayınlıyoruz, hatta 2018 ve 2019 Nobel Ekonomi Ödülü’nü alan bizim yayımladığımız iki kitaptan biri de bu seriden çıktı. Bununla birlikte Doğan Kitap okurları bizleri içinde bulunduğumuz süreçte şaşırtmadı, aslında biz de onların isteklerine göre şekillendirdik yayımlayacağımız kitaplarımızı. Mesela pandeminin en başında hepimizin severek okuduğu Margaret Arwood’un heyecanla beklenen Ahitler’ini bastık ve çok iyi karşılandık. Bu kitapla 2019 Booker Ödülü’nü paylaşan Bernardo Evaristo’nun romanı Kız Kadın Öteki’ni de biz bastık. Okurlarımızın çok sevdiği yeni kitaplarımız çoğunlukla aşina isimlere ait : Murakami-Pinball, Garange-Son Av, Jo Nesbo-Oğul, Zülfü Livaneli-Bizi Sürükleyen Nehir, Canan Tan-Anneannem İnternette, Nermin Bezmen-Unutkan Aşk, Gülseren Budayıcıoğlu-Camdaki Kız, Şermin Yaşar-Deli Tarla, Selçuk Şirin-Yetişin Gençler, Nedim Gürsel-Aşk ve İsyan, Saygı Öztürk-Alaattin Çakıcı ilk aklıma gelenler. Bu isimler dışında okurların sevindiren tercihleri de oldu tabii Tarık Tufan’ın Kaybolan isimli son romanı büyük ilgi gördü, İsmail Güzelsoy’un Kıpırdamıyoruz’u, Ege Soley’in Yakın’ı yine ilgi gören kitaplarımızdan.
3-Biz şimdilik normal rutinimizde kitap yayımlamaya devam ediyoruz. Kısıtlamalar tekrar hayatımıza girmişken çok da iyimser bir bakışla karşılayamıyorum yeni yılı. Ama alıştırmalarımızı yaptık, az çok ne olabileceğini biliyoruz ve harıl harıl kitap basmaya devam edeceğimizi düşünüyoruz. Tabii harika kitaplarımız var hazırlanmakta olan, çevrilmekte olan. Ama size şimdilik şu isimleri saymakla yetineyim: Hakan Günday, Elif Şafak, Gülseren Budayıcıoğlu, Şermin Yaşar, Barış Muslu, Jean Christoph Grange…
Doğan Egmont - Yayın Yönetmeni Ayşegül Kirpiksiz
1- Farklı alanlarda birçok etkisi oldu. Baskı maliyetlerindeki artış sebebiyle maliyetlerimizi çok yükseldi. Okurlar eskisi gibi rahatça kitapevlerine girmeye çekindikleri için satış daha çok online kanallara kaydı. Çocuk kitaplarını onlinedan seçmek daha zor. İçini görmek çocuğun yaşına uygun mu anlayabilmek önemli. Bu sebeple çocuk kitaplarımızın satışı yetişkin kitaplarına göre nispeten daha etkilendi. Gıda marketlerinde daha çok kitap satmaya başladık.
2-Satışın online ve gıda marketlerine kaymasıyla daha çok eğitsel kitap, gelişimi desteklemeye yönelik aktivite kitapları satıldı. Hikâye romanların satışları biraz daha geride kaldı. Diğer taraftan örneğin Şermin Yaşar’ın Oh Ne Ala Memleket kitabı, tam da karantinanın en yoğun olduğu dönemde 23 Nisan’da ilk olarak Storytel üzerinden sesli kitap olarak yayımlandı. Bu yazarımızla beraber ortak niyetlendiğimiz bir şeydi. Çünkü evlerden çıkamıyorduk ve çocukları kitaplardan mahrum bırakmak da istemiyorduk. Oldukça yoğun ilgiyle karşılanmasının yanında bu alanda bizim için de bir ilke imza atmış olduk. Fakat beklediğimizden çok daha fazla olumlu dönüşleri oldu. Bu anlamda zaten son yıllarda yükselişe geçen sesli kitaplar bizim için de daha büyük önem kazandı. Bu yöndeki çalışmalarımıza hız verdik. Diğer yandan bir de e-kitap olarak ve ücretsiz yayınladığımız Çocuklar için koronavirüs kitabımızla hem ebeveynler hem de çocuklar için küçük bir rehber kitap sunduk.
3- Son günlerdeki gelişmeler neticesinde bir süre daha göreceğiz gibi durduğunu söyleyebiliriz. Fakat diğer taraftan nitelikli kitaplarla okurları buluşturmayı sürdüreceğiz. Her ne kadar okurların ilgisi farklı yönlere kaymış olsa da kaliteli ve değerli işlerin her zaman karşılığını bulduğuna ve bulacağına inancımız tam. Son dönemde dünyada pek çok olumsuz şey olup bitiyor. Bunlar çoğu zaman çocukları uzak tutmaya çalıştığımız konular, elbette onları korumak istememizden daha doğal bir şey yok. Ancak üzerine konuşması zorlu bu konuları çocuklarla nasıl konuşmalıyız konusuna oldukça önem veriyoruz. O yüzden 2021 planlarımızda bunu sürdürmek var. Bu yıl özellikle mülteciler, göçmenlik ve savaş gibi çocuklara anlatılması zor konularda kitaplar yayınladık. Onjali Q. Rauf imzalı Arka Sıradaki Çocuk, Tülin Kozikoğlu’nun yazdığı Dönme Dolap bunun örnekleri. Çocukların bu konudaki sorularına doğru yanıtlar verebilmek ve bu soruları geçiştirmemek çok önemli bizce. Diğer taraftan Down sendromu, Serebral Palsi gibi hastalıklara sahip “farklı” bireylerin erken yaşta topluma dahil olması ve bu farklılıkların birer dezavantaj olmadığını vurgulamaya özen gösteriyoruz. Burak Acerakis imzalı Aris’in Yolculuğu serisi, Ceyda Düvenci’nin Balköpüğü kitapları bunun birer örneği ve gelecek yılda da devam edecekler. Diğer taraftan son yıllarda dünyada da büyük bir yükselişe geçen resimli kitaplar, bizim de radarımızda. Bu sene başlangıcını verdiğimiz “mindfulness” serisi kitaplarımız da hayli ilgiyle karşılandı, farkındalık ve meditasyon gibi alanların çocuklar için eğlenceli şekilde uygulanabilirliğini mümkün kılan kitaplar yayımlamaya devam edeceğiz. Pandemi ne yazık ki tüm dünyayı etkiledi ve kabul edelim ki oldukça zorlu bir sene geçirdik, ama bu dönemde en yakın arkadaşımız kitapların önemini bir kere daha hatırladık. Çocukların erken yaşta kitap sevgisi kazanması ve okuma alışkanlığı edinmesi noktasında onları en sevecekleri türden kitaplarla buluşturmaya ve ebeveynlerin de beklentilerini karşılayacak türden özel işler ortaya çıkarma gayretimiz elbette sürecek.
Domingo Yayınevi – Genel Yayın Yönetmeni Murat Arayıcı
1-Yayıncılık sektörünün tüm bileşenleri için tek bir şey söylemek imkansız. Dükkanları uzun müddet kapalı kalan kitapçılar için berbat, internet kitapçıları için ise iyi bir yıldı. Yayıncılar açısından odaklandıkları alanlara göre farklılaşmalar olsa da ortalamaya vurduğumuzda dünyada kitap satışlarının geçen yıla yakın gerçekleştiğini söyleyen veriler ağırlıkta. Domingo için konuşursak, internet satışları, kitapçı kanadında oluşan satış kaybımızı kapatmayı başardı, bu açıdan şanslıydık. Lakin özellikle yetişkin kitapları tarafında yayın planındaki pek çok yeni kitabın basımını ertelemek zorunda kaldık. Bastığımız zaman da fark edilir kılmakta zorluk çektik. Bu açıdan bakarsak, bu yıldan öğrendiğimiz şeylerden biri, kitapçılar olmadan yeni kitap lansmanının yavan kaldığı.
2- Türlere göre bakarsak yılın galibi açık ara çocuk kitaplarımız oldu. Sanırım genel için de geçerli bu durum. Evde olmak ve uzaktan eğitim, çocuk kitaplarına talebi ciddi oranda artırdı. Çocuk kitaplarının Türkiye’de hâlen kitapçılardan çok sosyal medya üstünden tanınan/tanıtılan bir alan olması da bunda etkili oldu bence. Kendimizden örnek verirsem, yetişkin kitaplarında yeni kitap çıkarmaktan çekinirken, çocuk kitaplarında çok duraksamadan yayın planımıza sadık kaldık ve onları duyurmakta çok da güçlük çekmedik. Kitap bazında konuşursak, kurgu dışında Leonardo Da Vinci biyografisi, Incognito, Eşyanın Tabiatı; roman-anı tarafında Talebe, Zamanı Durdurmanın Yolları ve Reenkarnasyon Blues, çocuk tarafında ise Atlas, İnsan Vücudu Tiyatrosu, Komik Hayvan İsimleri Bakanlığı, Kaşif ve Duygularım özellikle tercih edilen kitaplarımız oldu. Geçtiğim günlerde çıkardığımız üç kitap; Harita Üzerinde, Kuşların Felsefesi ve Maymun Yılı da bu listeye eklenecek gibi duruyorlar.
3-Niyetimiz 2021’e normal bir yıl muamelesi yapmak, umarım kendisi için de uygundur. Roman kısmında Matt Haig’in geçtiğimiz hafta Goodreads okurları tarafından yılın en iyi romanı seçilen kitabı Midnight Library geliyor. Ayrıca bu yıl neredeyse bütün “en iyiler” seçkilerine dahil edilen Hamnet’in yazarı Maggie O’Farrell’ı okurla buluşturacağız. Kıvanç Güney’in çevirisiyle önce I AM I AM I AM, sonra Hamnet geliyor. Bizi heyecanlandıran bir başka kitap ise Begüm Kovulmaz çevirisiyle yayımlayacağımız Notes to Self - Emilie Pine. Kurgu dışına gelirsek, Domingo’nun bir rüyası gerçek oldu ve bir Bill Bryson kitabının Türkiye yayıncısı olmayı başardık. The Body, bir kaç aya Zeynep Tozar çevirisiyle rafta olacak. David Eagleman’ın son kitabı Livewired yine 2021 planlarımızda. Son olarak Merlin Sheldrake’in yazdığı ve Şiirsel Taş tarafından çevrilecek Entangled Life bizi sabırsızlandıran kitaplardan bir diğeri. Çocuk tarafında Atlas’ı yaratan ikiliden yine hem göze hem de zihne ziyafet bir kitap geliyor: Under Water, Under Earth.